Şapkadan Çıkan Satırlar VII

Şapkadan Çıkan Satırlar*


Mücavir

Bir türbe... civarında mermer kavuklu taşlar…
Kuşatılmış, sığınmışlar saçağa.
Sanki diri gibiler, sanki diri gibi kapılandıkları o güzel insan…
Birbirine yaslanmış, türbeyle kucak kucağa taşlar…
Duvarın arkası yol, kamyonlar, egzozlar, çalgı çengi…
Yolun arkası kafeler, gülüşler, kahkaha…

Bir hüzün duvardan beri, mahzun taşlar, birkaç servi, bir bank…
Rüzgâra karışıyor sanki kavuklu taşlardan
Geceleri hafif bir tesbih, mermerler yumuşamış, serviler haki,
Ya Baki Ente’l-Baki, Ya Baki Ente’l-Baki…


Salik Yolu Düşününce

                                                  Yılmaz Yılmaz'a

Peşin hükümlerin mürtedi, hazır cevapların,
Ceplerini ters çevirdi, şapkasını... Paçasının ve pabucunun tozunu silkti.
Hatta coşup ceketini çevirdi belki, yağmur duasında gibi….

Salik yola düşecek…

Yola düşünce salik,
Hayaline adımlar, zihnine yusufçuklar üşüşünce…
Eşeğe binip mi gideceksin, gel deyiciler gel demediyse…
Bir de... Dizinde derman olmalı yol için, gözünde fer olmalı.
---- Olmasa da olur, gidişine bağlı. -----
Yola düşünce salik, yolun sonu zafer olmalı.
---- Olmasa da olur, gidişine bağlı. -----

Bağlı bahçeli yollardan,
Taşlı pıtraklı yollardan,
Geçer gider salik,
Yola düşünce.

İşte gözüm… Gitmek de bir düşünce.

Kertik

Arkamdan güzel konuşsunlar.
-----: Bir sonsuzluk simülasyonu ölümlüler için.
Ölüye hürmet, diriyken itiş kakış…
Her kırgınlıkta bir kertik direğine çatmanın.
--- Bak buraya yazıyorum. ----- İyi ki tükürükle…
Kertik geri alınmaz, çatman yıkılır.
Gıyabi hürmet de belki iyidir, kim bilir…
Vicahi ilginin sekir vermesi olası.
Önemli bak, işte burası: Gıyabi cenaze namazı da son kertiği belki direğin.

--------------------
*Bu dediğim, çintemani desenli bir göz bağcı şapkasıydı.