DAĞLI DÜŞLER

“Yüreğimde bir dağ, dağlayan…
Ağlayan bir kuş mu yüreğim
Dağla dağlanmış yüreklere?”

Bu çocuksu dizeleri Ortaköy’de,
Boğaza bakan bir ergen mi söyledi;
Şahit olduğu orman yangınını hatırlayarak
Karşıda Sarayburnu,
Gün batımı yangınına bakarken?

Sonra… “Yaşamak zehrini tattım
Şehrin zehirli havasını yudumlarken.”
Yaş on yedi çocuk, ne yaşaması, ne zehri?
Ki ben o zamandan beri,
Otuz yıl geçti, anlamadım
Sularında yıkanılan,
                            Yok, yıkanılmayan nehri.

“…Ve adım adım, yudum yudum,
Dağlı düşlerle şehri adımlarken.”
Ah o düşler. Dağa dair, dağlanmış…
“Sıkışmış bir yürek büyük hayaller altında.
Lam-lamel arasında, mercekler altında.”
“Çırpınan bir kuş, serçe…”
Eski bir ödünçleme, tam da uymuyor, olsun…

“Oysa, ne güzeldi dağım,
Kuşlar uçardı...
Uçtu yüreğim de.
Bir kor parladı
Ve dağ dağa kavuştu yüreğimde.”

Hangi dağ hangi dağa çocuk?
Ne yaptın atasözünü, böyle tepetaklak…
Dağ dağa kavuşur, bir orman yangınında
Dağla dağlanmışsa yürek, şimdi bildim.
Ve doğru söylemişsin, bu kır sakallı biliyor:
“Evet...
Bu bir orman yangınıdır.”
Çünkü bilinmez, kavuşur mu insan insana.
İnsan, o insan mıdır;
Yollar aşıp, yıllar aşıp… aşıp kırkından;
                           Nehirlerde sınanan,
                           Orman yangınlarından çıkan?
*
Bağrı dağla yanan lale mi tek?
Değil.
Dağlanan düş kâbusa döner elbet?
Değil.
Dağlansa da düştür yine görünen,
Dağlanmış bir kalbin merceğinden.
                                  … bildim.

Hüdayi Can
1989/1994/2019


Yorumlar

  1. "bilinmez, kavuşur mu insan insana.
    İnsan, o insan mıdır; " burayı pek sevdim. Sorular bitmiyor hiç. Sahiden insan o insan mıdır? Hatta insan, insan mıdır?

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar