KADIN ANAM, SEN GİDELİ BURADAN
Ala karga, mavi tüyü, ak tüyü…
Bir sincap, bir kirpi, çokça kırlangıç…
Hep tekmil olsa da… O eski büyü,
O büyü yok artık… Anamız göçmüş.
Kuru otlar, kuru dallar, gazeller…
“Yurtluk olur”, derdin, “gidersem ben.”
Nerede bu dağı, bağ eden eller;
Neleri götürdün, göçüp giderken?
Kadın anam, diktiğin o ağaçlar;
Kirazı kak oldu, döküldü yere.
Toprağı pek oldu, susuz yamaçlar;
Senden sonra, ekilmedi, bir kere.
Peşinden mi uçtu, kuşlar, kumrular?
Düşleri hep, hayırlara yorardık.
Seni anan gözlerini kurular,
Mezarlara buğday saçan yok artık.
Sonunda “gel” dedi, gel deyiciler,
Taşı yakut eden o nazar kaldı.
Tahta ata bindin tüterken ciğer,
Koca çama komşu bir mezar kaldı.
Evin damın tadı tuzu kalmadı,
Kadın anam, sen gideli buradan.
Bu dünyada pek de yüzün gülmedi,
Cennetinde konuk etsin Yaradan.
Temmuz, ’19 / Kolak
H. Can
kardeşim ,ne güzel anlatmışsın, güzel insanı... yüreğine sağlık..
YanıtlaSilTeşekkürler Güçlü, seni de çok severdi.
Sil