6 Temmuz
Dün köye geldik. Biraz temizlik
yaptıktan sonra Fatoş'un evine yerleştik. Babam ilk defa kışı
köyün dışında geçirdi. Köyünü özlemiş. Sabah geçen yıldan
kalma kuru yaprakları tırmıkladım biraz. Her gün kullanacağımız
yolu temizlememiz yeter diye düşünüyorum. Biraz çalışınca
hemen yoruldum. Sonra biraz kitaplığı sildim. Yan yatan kitapları
düz duracak hale getirdim. Sessizlik hakim. Ortalıkta küçük
çocuklar, koşuşan okul çağı çocukları yok. Kuş sesleri,
sincap sesleri duyuluyor dört bir yandan.
Kahvaltıda Hilal yeğenim, yengem ve
Yunus da bize katıldı. Sincapların ağaçtan ağaca atlayarak
avlunun bir ucundan öteki ucuna gidişini gözlemlemiş Hilal.
Heryeri işgal etmiş gibi, sanki bizim
olanı çalan hırsızlarmış gibi bahsediyoruz bazen sincaplardan.
Belki onlar da bizim işgalci olduğumuzu düşünüyorlardır. Bu
insanlara ne oluyor ki yine geldiler bölgemize, cevizlerimize ortak
olacaklar diyorlardır. Gerçi ortak olacak çok fazla ceviz yok
ağaçlarda. Evin önündeki fındık ve elmaların dalları dolu.
Meyvelerini yiyecek kadar durar mıyız bilmiyorum tabi.
Yanıma kitap getirmedim. Üstünkörü
Fatoş'un kitaplığına baktım. Bana yıllarca yetecek okunası
kitapla dolu. Ne kadar elim değerse artık. Çocuklar anneannede.
Hilal temizlik yapıyor kaç gündür. Kızlar annelerine yardım
ediyorlar. Onlar için stresli bir süreç ama sonunda rahata ererler
belki. Fırsat bulurlarsa buraya gelirler. Burası daha rahat aslında
ama Dodurga'da da yapılması gereken işler var.
Dün Cahit Sıtkı'nın nesirlerinden
okudum biraz. Bugün Mesnevi'nin dördüncü cildine başlamayı
düşünüyorum. Belki biraz felsefe ya da roman vs... de okurum
burada kaldığım sürece.
Yorumlar
Yorum Gönder