YAĞMUR, HÜZÜN VE NURETTİN

Rüzgarlar sıyırdı peçesini, hüzünlü yüzünden güzün
Yağmurlar yıkadı yüzümüzü
Uyardı güzümüzü, hüznümüzü
Hani Heraklit Efendi, hani iki defa yıkanılmazdı bir yağmurda
Öyleyse ben neden
Ben neden yine o eski yağmurlara gittim

Nurettinli zamanlar çoğaltır hayalimin yağmurlarını
Yağmurlar çoğaltır yalnızlığımı, büyütür hüzünlerimi
Yağmurlu otobüs pencerelerinden akarken sular ve arada ışıklar
Davetsiz misafirler gelir en kuytu köşelerinden kullanılmış günlerimin
Yağmurla yaldızlanır köyümün yeşilleri
Burnumda tüter toprak kokusu, bağ bozumu, güz...
Yağmurla yıkanır Yalvaç’ın asfaltları
Sonra Beşiktaş-Kadıköy vapurları
Bilmem bilir misiniz, yağmur en güzel denize yağar.

Olacak şey miydi Nurettin
Nereden aklına esti bir “si-di” çıkarıp Dıranas dinletmek
“Ey unutuş” olmuş “Olvido”nun adı
Unutmak ne mümkün, hele yağmur yağarken
Bulutlar yağmurlarını çiseleyip geçtiler kafamın en ıssız yerlerine
Heraklit Efendi’ye inat tekrar ıslandım o eski yağmurlarda
Bulutlar ebrular gibidir oysa tekrarlanmaz

... Bulutlar yakışır en çok gülüşlerine, düşlerime
Ve en çok Tokar Bey’in atölyesinde
Bulutlar kendini tekrarlamaz.
“Ey unutuş”, hatırlatır adına inat,
Bulutsu hüzünler geçer yüreğimden.

Yağmurların ninnisiyle büyür hüzünlerim
Yağmurlar yıkar, sular, yaldızlar, getirir o eski kullanılmış anları
Her damlada bir gökkuşağı saklıdır
Ve ben bir otobüste, bir takside
Yamurlu pencerelerden eski yağmurların siyah beyaz karelerini seyrederim

Yağmurlar çaldı bu gün kapımı
Ve Nurettin
Ve Nurettinli zamanlarda yağmurlu pencerelerden akan çınarlar
Nasıl hatırlamam o eski yağmurları
Nasıl unuturum Nurettin
‘si-di’den bir ses “Ey unutuş” dese de “Olvido”nun adına.

1998

Yorumlar

Popüler Yayınlar