Sağ salim ölmek...

Bugünlerde üzerime abanmış bir sıkıntıyla, koyu bir karanlıkla boğuşup duruyorum. Yıllar önce de böyle olmuştu. O zaman büyük düşler peşinde koşulacak yaşlardaydım sanırım. Sıkıntı içindeydim, çünkü büyük düşler peşinde koşarken yolum küçük bir ülkeye uğramıştı da orada takılıp kalmıştım. O zamanlar başta şevkle, merakla dolaştığım o ülkenin üstüne şimdilerde benim ülkemde olduğu gibi sisli puslu bir hava abanmıştı. “Kalsam olmuyor, kalmasam olmaz.” havalarındaydım. Ya da oralarda bir türküde dendiği gibi “Varsam öldürürler, varmasam ölürüm.”
İşte o zamanlar, bir gün çalıştığım kurumun ikinci katında pencere kenarına yaslanmış bahçedeki genç çamları, duvar kenarındaki defneyi, yaprakları sarıya boyanmış, bir zamanlar neşeli kahkahalar gibi her yerini saran çiçekleri karanlık salkımlara dönmüş akasyalarla o akasyaların arkasından engin bozkırlara uçan sürü sürü kocaman kara kargaları seyrediyordum. Yanıma bir arkadaş geldi.
- Ne yapıyorsun üstat, dalmışsın yine.
- Ölümü düşünüyorum, hayırlısıyla bir ölebilseydik.
- Evet, dedi, sağ salim bir ölebilsek.
Sonradan üzerinde çok düşündüm bu konuşmanın. Sağ salim ölmek nedir çok düşündüm.
İnsan bazen altı, hayır daha doğrusu yedi cihetten kabuslarla sarıldığı duygusuna kapılır ya, işte öyle zamanlarda ölüm arzular. Ölüm arzular, çünkü belki de artık yerin altının üstünden hayırlı olduğunu düşünüyordur.
Sağ salim ölmek önemlidir, çünkü her taraf vücudu yaşarken ruhu lime lime dökülmüş zombilerle doludur. Sağ salim ölmek, ruhu çok hırpalanmadan, kalbi bedenin cariyesine dönmeden bu dünya yurduyla vedalaşabilmektir.

21 Eylül 2015
(Aysona'dan)

Not:

2015 eylülünde yazdığım bu not biraz değişerek Aysona romanının başında yerini aldı. Geçen yılın sonlarında yayımlanmaya hazır bir dosya haline getirdiğim roman KDY tarafından geçen bu hafta yayımlandı. Alt başlık olarak önceden düşündüğüm ismi de son anda "Sağ Salim Ölebilmek" olarak değiştirdim.

26 Mart 2020


Yorumlar

Popüler Yayınlar